Yeminli Mali Müşavir Sn. Bülent Görer'in 28.12.2020 tarihinde www.ekovitrin.com adlı portalde yayımlanan "Dış Ticaret Sermaye Şirketleri" başlıklı yazısına aşağıda ve ekte yer verilmiştir:
https://www.ekovitrin.com/ekonomi/bulent-gorer-yazdi-dis-ticaret-sermaye-sirketleri-h163849.html
Dış Ticaret Sermaye Şirketleri
1995 yılının Aralık ayında, o zamanki ismiyle, Yüksek Planlama Kurulu, Gümrük Mevzuatının 7 rejiminden biri olan, İhracat Rejimi Kararınının temelini atmıştır. Yüksek Planlama Kurulu, 22.12.1995 tarihinde toplanarak bir rapor oluşturmuştur. 76/84 numaralı Kurul raporu, Bakanlar Kurulu’na sunmuş ve 06.01.1996 tarihli ve 22515 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanmak suretiyle İhracat Rejimi Kararı yasalaşmıştır.
Bu Karar ile, ihracatın ülke ekonomisi yararına dönüştürülmesi ve geliştirilmesi amaçlanmıştır. Söz konusu 06.01.1996 tarihli Resmi Gazete’de yer alan Bakanlar Kurulu Kararının 3. maddesinin (k) bendi uyarınca “Dış Ticaret Sermaye Şirketi” statüsü oluşturulması kararlaştırılmıştır.[1]
Dış Ticaret Sermaye Şirketi statüsünün oluşturulması 1996 yılında olmasına karşın, buna ilişkin düzenlemeler ise 2004/12 sayılı Tebliğ ile 08.12.2004 tarihli ve 25664 nolu Resmi Gazetede yayınlanmıştır.[2] Bu Tebliğ ile, Dış Ticaret Sermaye Şirkei statüsüne sahip şirketlerin, belirlenmesi, statünün geri alınması ve sorumlulukları düzenlenmiştir. İlgili Tebliğin 8.maddesi uyarınca, uygulamaya geçiş ise 01.01.2005 tarihinden itibaren olmuştur.
Bu Tebliğ ile, Dış Ticaret Sermaye Şirketi olmak için;
- En az 2 Milyon TL ödenmiş sermaye
- Bir önceki takvim yılında gümrük beyannamesi bazında en az (FOB) 100 Milyon ABD Doları ve eş değerdeki fiili ihracatın gerçekleştirilmiş olması
gerekmektedir. 2009 yılında yapılan değişiklik ile, 16.09.2009 tarih ve 27353 sayılı Resmi Gazete ile 2009/12 İhracat Genelgesi yayınlanarak; ihracat tanımına açıklık getirilmiştir. Bu düzenleme ile transit ve bedelsiz ihracat kapsam dışında bırakılarak, 100 Milyon ABD Doları hesabında dikkate alınmayacağı belirtilmiştir. Bu şartları haiz olan şirketlerin her yılın Ocak ayının son gününe kadar yazılı olarak bu statüye geçmek için ilgili Karar ekinde yer alan formu doldurarak, Ticaret Bakanlığı’na bağlı İhracat Genel Müdürlüğü’ne başvuru yapması gerekmektedir.[3]
İhracat Genel Müdürlüğü, başvuruda yer alan belgeler üzerinden geriye yönelik 12 ay inceleme yapma yetkisine sahiptir. Eğer bu inceleme sonucunda, yukarıdaki şartları haiz olduklarının belirlenmesi durumunda, yürürlükteki Dış Ticaret Sermaye şirketlerine ilişkin Karara ek yapılmak suretiyle Dış Ticaret Sermaye Şirketi Statüsü verilebilmektedir.
Ticaret Bakanlığı İhracat Genel Müdürlüğü tarafından yapılan inceleme sonucunda gerekli şartları haiz olduğu belirlenen Şirketlere “Dış Ticaret Sermaye Şirketi” statüsü verilir ve Resmi Gazete'de yayımlanır.
Buna ilişkin son düzenleme, 05.09.2020 tarihli 31235 sayılı Resmi Gazetede yayımlanmıştır.[4] Buna göre, Türkiye’de 27 Aralık 2020 itibariyle 68 adet Dış Ticaret Sermaye Şirketi (DTSŞ-Şirket) bulunmaktadır. Bu şirketlerin, merkezlerine göre iller bazında dağılımına baktığımızda ise; İstanbul’da yoğunlaşma gözükmekle beraber;
- 36 adet Şirket İstanbul’da
- 5 adet Şirket olan iller İzmir ve Denizli
- 4 adet Şirket olan iller Gaziantep
- 3 adet Şirket olan iller Ankara ve Bursa
- 2 adet Şirket olan iller Kocaeli, Adana, Hatay
- 1 adet Şirket olan illerimiz ise Muğla, Kırşehir, Samsun, Manisa, Osmaniye ve Elazığ’dır.
Bu şirketlerden üretim yapan büyük ölçekli tesisler arasında halka açık 21 adet şirket bulunurken, sadece Dış Ticaret Sermaye Şirketi olarak ihracata aracılık işine odaklanmış, Borsa İstanbul’da halka açılmış olan 2 adet Şirket bulunmaktadır. Halka açık olan bu şirketler ise;
- İstanbul merkezli Pergamon Statüs Dış Ticaret AŞ.
- İzmir merkezli TGS Dış Ticaret AŞ.
Halka arz olan şirket sayısının daha çok artması, Dış Ticaret Şirketlerine ihracatı artırmak için daha çok kaynak sağlayacaktır. Özellikle, ihracat tutarı 100 Milyon ABD Doları aşan üretim yapan şirketlerin Borsa İstanbul’da halka açılmak suretiyle büyüyerek, küresel rekabet güçlerini artırmaları ülkemiz açısından önem arzetmektedir.
Elbette, bu statüye sahip olmanın bazı avantajları vardır. Bunları sıralayacak olursak;
1. İmalatçı olmamalarına rağmen, ihraç kaydıyla yaptıkları satışlar için vergi mevzuatı açısından tecil – terkin uygulamasından yararlanabilme imkanı tanımaktadır.
2. İhracattan kaynaklanan KDV iadesi almak için İndirimli Teminat Uyulama Sertifikası (İTUS) kapsamında sadece genel şartları kapsaması yeterlidir.
3. İTUS kapsamında bu statüye sahip olmayan şirketler gibi % 8’lik teminat vermek yerine sadece %4’lük bir teminat gösteriminin yeterli olması, bu statüye sahip şirketlere % 96 ‘lık avantaj sağlamaktadır.
4. KDV iadesi alınması yönünden özellikle, VUK 359’ncu maddesi kapasamındaki işlemlerde dahi genel esaslar kapsamında iadenin alınmasına devam edilmesi ve iade için teminat gösterme bakımından avantajları mevcuttur.
5. 4.000 TL altında kalan KDV iadelerinde gümrük beyanname teyidi almadan da iade talebinde bulunabilmeyi mümkün kılmıştır.
6. İhracat finansmanı sağlamak amacıyla Eximbank kredilerinden aracı banka olmadan faydalanabilme ve böylece daha düşük bir faiz oranı ile kredi alabilme gibi uygun maliyet avantajı sunmaktadır.
7. Gümrük mevzuatı ile ilgili olarak; onaylanmış kişi statüsü almak için belirli sayıda istihdam koşulu aranmaması, imalatçı olma koşulu aranmaması, ihracat ithalat performans kriterlerinin araştırılmaması, gümrüğe sunulan belgelerden bir kısmının aranmaması gibi bazı istisnalardan faydalanabilmektedirler.
8. İhracata yönelik Devlet Yardımlarında öncelikli olarak değerlendirmeye alınmaktadırlar.
9. Dahilde işleme rejimi kapsamında yapılan ithalatlarda daha düşük oranlarda teminat istenmesi sözkonusudur.
Bu avantajlar azımsanmayacak ölçüde önemli ve işletmelerin büyümesine katkı sağlamaktadır. En az 100 Milyon ABD Doları (FOB) ihracat olması şartından hareketle, 2020 yılı itibariyle 63 adet Dış Ticaret Sermaye Şirketinin buna göre en az 6,3 Miyar ABD Dolar ihracat yaptığını söyleyebiliriz. 1995 yılı Yüksek Planlama Kurulu’nun (YPK) ekonominin ihracat odaklı büyüme kararının yerinde olduğu anlaşılmaktadır. Buna göre, 2018 yılı Temmuz ayından bu yana YPK’nın yerini alan Cumhurbaşkanlığı Ekonomik Politikalar Kurulu’nun da bu ve buna benzer kararlarla ihracatı artıracağına inanıyoruz.
[1] https://www.resmigazete.gov.tr/arsiv/22515.pdf
[2] https://www.resmigazete.gov.tr/eskiler/2004/12/20041208.htm#7
[3] Kararda Dış Ticaret Müsteşarlığı olarak belirtilmektedir.