Yeminli Mali Müşavir Sn. Bülent Görer'in Dünya Gazetesi'nde yayımlanan "Kriz Döneminde İşletmelerde Finans Yönetimi" başlıklı yazısına aşağıda yer verilmiştir.
https://www.dunya.com/kose-yazisi/kriz-doneminde-isletmelerde-finans-yonetimi/467461
Kriz döneminde işletmelerde finans yönetimi
BÜLENT GÖRER - Yeminli Mali Müşavir
Küresel gelişmeleri dikkate aldığımızda, koronavirüs (Covid-19) ekonomileri ciddi sarsmış durumda. Bu sarsıntının etkilerini aslında önümüzdeki dönemlerde daha çok hissedeceğiz. Açıklanan bir çok destek paketi var. Bu destekler genellikle ülkelerin GSYH’ye oranlanarak ne anlam ifade ettiği belirlenmeye çalışılıyor. Örneğin Almanya’nın açıkladığı paket Almanya’nın GSYH’nın %28’ine denk geliyor. Buna karşın İtalya’nın %1.4 ve Türkiye için bu oran ise %2 civarında. Küreselleşmede artık ülkelerin kendi korumacılık süreci başlıyor sanki.
Bu süreçte en önemli konunun likidite olduğunu sanırım herkes anladı. En başta, tüm dünya ülkelerindeki likiditeye yönelik alınan tedbirler bunun en güzel göstergesi oldu. Önce ve ilk iş her zaman likiditeyi temin etmek oldu.
Krizden çıkış ise biraz zaman alacağı benziyor. Yapılan araştırmalar gösteriyor ki; Çin 2020 yılını %0,4 küçülerek tamamlayacak ve kriz öncesine dönüş ancak 2020 yılının 3.çeyreğinde olacak. Amerika için bu 4.çeyrek, Avrupa için ise 2021 yılının 1.çeyreğini işaret ediyor.
Süreç aslında ülkeler gibi işletmelerde de aynı durumda. Kriz yönetimi işletmeler için yaklaşık 1 yıllı k bir sürece tekabül ediyor. Tüm işletmelerin öncelikli işinin likidite olduğu bir döneme girdik.
Nakit Kraldır! mottosunu tekrar hatırlar olduk. Eskiden beri hep söylediğimiz gibi, gelir tablosu, bilanço birer lastik toptur, ancak nakit akış tablosu ise bir cam toptur. Cam topu kırmamak lazım. Peki, bu cam topu nasıl sağlam tutmalıyız?
İşletmelerde tüm süreçlerin değişeceği bir döneme giriyoruz. Bu süreç değişimini doğru yönetmek önem kazanıyor. Satış süreçlerinden başlayacak olan değişim, üretim, satın alma ve dijitalleşme gibi tüm işletmeye yansıyacaktır. İşin kalbinde ise her zaman finans yönetimi olacaktır.
Bu değişimin odağında aslında 3 temel unsur yatıyor;
- Maliyetleri azaltıcı uygulamalara ağırlık vermek
- İnovatif olarak, tasarım ve arge çalışmalarını hızlandırmak,
- İhracat pazarlarına açılmak ve var olan pazarları genişletmek
Bu unsurları gerçekleştirmek içinse, işletme yönetimi açısından, kaliteden ödün vermeden, rekabet gücünü düşürmeden, likiditeyi koruyarak ürün veya hizmet üretim süreçlerini yönetmek hedeflenmelidir. Bu hedeflere uygun olarak aşağıdaki süreçlerin yönetimi önem kazanmaktadır:
1) Finansal yönetim açısından da, Devletin açıkladığı destek paketleri iyi takip edilmelidir. Bu dönemdeki avantajları kullanabilmek ve çıktılarından faydalanmak önemli likidite kaynağı olacaktır.
2) Nakit akışı için, bu kaynakları kullanmanın yanı sıra, satın alma süreçlerini gözden geçirmeli ve stok finansmanından vazgeçilmelidir. Stokların nakde dönüştürülmesi hedeflenmelidir. Tedarik süreci göz önüne alınarak, güvenli stok miktarı dikkate alınarak, minimum ve optimal stok seviyesiyle operasyon yürütülmelidir. Rekabet alanları gözden geçirilerek, fiyat avantajı sağlanacak alternatifler gözden geçirilmelidir.
3) Nakit akışına etkisi olan üretim operasyonu süreçlerindeki, gereksiz, tekrar eden, fayda getirmeyen veya verimsiz süreçler ortadan kaldırılmalıdır.
4) Etkin tahsilat süreci en önemli likidite aracıdır. Nakit akışını etkileyecek, tahsilat süreçleri gözden geçirilmelidir. Alacaklar, takip tabloları ile günlük takip edilmelidir. Müşteri alacak riski doğru yönetilmelidir.
5) Kritik müşteri, önemli tedarikçi listesi yapılmalı ve bu nakit akışında öncelikli sıraya yerleştirilmelidir. Daha hızlı sevkiyat süresi ile teslimat süreleri iyileştirilmeli ve nakit satışlar artırılmalıdır.
Özet olarak, öncelikli ve acil nakit işlemlerine odaklanarak, şeffaf bir nakit akış yönetimine geçmek önem arz ediyor. Kriz dönemlerinde kar bütçesine bakmak yerine, likitideye yani nakit akış bütçesine bakmak daha doğru olacaktır. Kritik müşteri ve tedarikçilere yakın olarak, sürekli iletişimde olup, nakit akış bütçesinin yönetimini etkin hale getirmeyi tavsiye ediyoruz.
Kriz sürecinden çıkışta, aynı hızla bu sürecin iyileşme yönünde tersine hızlı ilerleyeceğini düşünüyoruz.
Bu fırtınalı dönemden başarı ile çıkanlar, likiditesini doğru yönetenler çok daha büyüyerek, güçlenerek bu süreçten avantaj elde edecekler. Her kriz sonrası yeni fırsatlar olacaktır. Likiditesini doğru yönetenler bu fırsatları değerlendirmelidir.